Kamil ahlâk sahipleri kendi inancı, kendi görüş ve düşünceleri dışında kalan kişileri ahlaksız görme, onları inanç ve yaşamlarından dolayı hor hakir bilme hakkını kendilerinde bulmazlar .Çünkü böylesine seçkin, arif, latif şahsiyetler başkalarıyla uğraşmak yerine kendileriyle meşguldürler. Bu hâl tümüyle Kur'ani bir ahlaktır. Hucurat suresinde şöyle buyrulur: "Sizden bir topluluk diğer bir toplulukla alay etmesin, belki de onlar kendilerinden daha da iyidirler."
Ben harika bir kitaba denk geldim çook şanslıyım.
Gönül gözümüzün açılması bir tek şarta bağlıdır. O da baş gözümüzü ayıp, kusur, eksik görmeye kapamak, görülene sadece ibret nazarıyla bakmak... Çünkü başkalarında ayıp kusur gören göz asla kendini göremez.
İlim ve amelimiz bizi hiçliğe götürmeli, ölmezden evvel öldürmeli, gerisi delikli kepçeyle su taşımaya benzer. Benim ibadetim, benim tarikatım, benim hüsn-ü taatım senden üstün demek, ben hiç ibadet etmedim, ben hiç tarik-i müstakimde yürümedim demektir.İbadet karşı tarafın eksik ve kusurunu değil, kendimizi görmeye ,kendimizi bilmeye yarar.
"Erkek yiğitlikte Zaloğlu Rüstem bile olsa kahramanlıkta Hz. Hamza'yı bile geçse sevdiği kadının esiri olur"
Hz. Mevlâna:
İnsan değer bakımından arştan bile üstündür. İnsan hayale düşünceye sığmayacak kadar büyüktür. Ben insanı kıyamete kadar anlatsam gene de bitiremem. İnsanın gerçek değerini söylersen ben de yanarım bütün dünyada yanar
Hz. Mevlâna
Savaşların asıl nedenine inildiği takdirde; insanlık dışı olan tüm bu yaşanılanların, aslında din veya düşünce çekişmesi olduğunu açıkça görmek mümkündür.
Sayfa 206Kitabı okuyor
Zamanın eskitemeyeceği, yıkıp yok edemeyeceği tek şey, insanların gönüllerine emanet edilen samimi sevgidir.
Sayfa 202Kitabı okuyor
Topluma mal olmuş kişiler, diken tarlasında yalinayak yürür gibi; her sözüne, haline ve hareketlerine dikkat etmeliler. Çünkü bu tür kişiler, sadece kendini değil, yaşadığı toplumu da temsil eder.
Sayfa 202Kitabı okuyor
Karşı tarafa gösterilen her türlü sevgi ve saygı, aslında kişinin kendi öz benliğine olan saygısının dışa yansımasıdır.
Sayfa 199Kitabı okuyor
Konu sevgi, saygı, merhamet de olsa; herkes kendi anlayışı kadar nasibini alır.
Sayfa 197Kitabı okuyor
Bazıları "sevdiğin kadar sevilirsin, verdiğin kadar alırsın" diyor. Bu sözler, maddeye dayalı ilişkilerde kendilerine bir yer bulabilirler. Fakat, asıl sevgi, sevmeyeni de sevebilmek; vermeyene de verebilmektir. Gerisi ticari bir alışveriş olur ki, buna de sevgi, saygı, merhamet diyemeyiz.
Sayfa 197Kitabı okuyor
Dünyamızda en özel, en güçlü, en beklentisiz; sonuç itibariyle en yüce sevgi, öncelikle annelere daha sonra babalara verilmiştir.
Sayfa 194Kitabı okuyor
Gerçek özgürlük; yeryüzündeki çokluğa, farklılıklara, zıtlıklara saygı göstermek, iç dünyamızda bizi esir alan negatif duygu ve düşüncelerden kurtulmaktır.
Sayfa 191Kitabı okuyor
İnsanlar farklılıklara karşı çıkarak kendi gibi düşünmeyen, inanmayan kişileri toplumun dışına atmaya çalışıyorlar.
Sayfa 190Kitabı okuyor
Süreklilik disiplin için gereklidir.
Sayfa 188Kitabı okuyor